Son günlerde mecliste bir tartışmadır gitmekte. AKP Yalova Milletvekili Temel Coşkun, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'ye yönelik "Sen nereden gelmişsen Yalova'ya, bir başka yerden, derenin öbür tarafından gelmişsin, ben bu ülkenin, Karadeniz'in en güzel yerlerinden gelmişim ve 40 yıllık da Yalovalıyım." sözleri büyük tartışma başlattı.
Akabinde Rumeli Balkan Federasyonu bir basın bildirisi yayınlayarak Temel Coşkun'u kınayarak ve özür dilemeye davet ederek tepkisini koymuş oldu.
Peki, bu "Suyun öte tarafındakiler" kimdir bir bakmakta fayda var.
Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Kosova, Bosna ? Hersek ve Arnavutluk bölgelerinden gelen insanların geneli eskilerde "Muhacir", şimdilerdeyse "Rumeliler" olarak adlandırılmakta.
Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinde Anadolu'dan giden, Daha sonrasında da Rumeli'den Anadolu topraklarına gelen toplulukların büyük kısmı sorulduğunda, Konya ? Karaman bölgesinden Balkanlara gittiklerini belirtirler. Konya bölgesi denilen yerde, Osmanlı'nın kenarındaki Karaman Beyliğinden oluşan Yörük Türkleri idi.
Selçuklu İmparatorluğu döneminde 1. Alaattin Keykubat döneminde bölgenin beyi olarak atanmış Karaman Beyi; Tüm Türkleri tek çatı altında toplamayı gaye edinerek Babai'lik tarikatına babası Nureddin Bey (Nüre Sufi Bey) sayesinde katılmıştır.. Bu Tarikat Şiilik ile Sünnilik arasında her ikisine de taviz veren yer yer Türk inanışları ile donatılmıştır. Bu Babailik Tarikatı, sonraki yıllarda Anadolu ve Balkanlardaki Bektaşiliğinde kökü olduğu unutulmamalıdır.
Aynı dönemde Alaattin Keykubat çevresinde önemli söz sahibi olan Ahi Ocaklarının kurucusu Ahi Evran'da Karamanlılarla iyi ilişkiler içerisinde olup, Yıllar sonra Mevlana'nın Moğol ırkı tanrının yeryüzündeki siluetidir deyip Moğol İstilasına direniş gösterilmemesi gerektiğini müritlerine buyurduğunda. Ahi Evran ve Ahiler, Hacı Bektaş Veli ve Bektaşiler, Karaman Yörükleri ve Babailer Anadolu müdafaasını tek başlarına yapmışlardır.
Osmanlı dönemine gelindiğinde, Karaman Beyliği her zaman Osmanlıların çekindiği ve yıllarca savaştığı bir toplulukken, 1487 yılında Osmanlı'ya bağlanmış olup bu iyi savaşan korkusuz beylikten olan erkekleri Yeniçeri Ordusuna dâhil etmiştir. Balkan seferlerinde hep en ön saflarda savaşacak bir yapı kurulmuş ve sonraki yıllarda da Balkanlarda alınan her vilayette, bu Karamanlıların aileleri yollanarak Balkanlarda ikamet etmeleri istenmiştir.
Sonraki Yüzyıllarda ise bu aileler Rumeli'de kökleşmiş ve yaşamaya devam etmişlerdir. Bu ailelerin varlığından kaynaklı, Balkanlardaki Bektaşilik gittikçe büyümüş hatta o bölgedeki Hristiyan toplulukların, Müslümanlığa geçişi sağlanmıştır.
Günümüzde halen Balkanlarda Bektaşi Tekkeleri yaşamaktadır.
Türkiye'de ve İstanbul'da, Suyun öte tarafından gelmiş büyük bir kitle bulunmakta olup, hiçbir talepte bulunmadan yaşamını uzun yıllardır sürdürmektedirler. Fakat nedense Balkanlardan, Anadolu'ya geldiklerinden beri uyum içerisinde yaşamış ve devletin belli noktalarında görev almış olsalar da ve bir talepleri olmasa da küçümsenmiş, gâvur ya da yabancı yerine koyulmuşlardır.
Anadolu eskilerden beri çok farklı inançlardan ve etnik yapılardan oluşan toplulukların bir arada yaşamalarını sağlamış bir bölgedir ki, bugünde bu özelliğini yitirmemeli, farklılıklarımıza saygı göstermeyi ve tahammül etmeyi öğrenmeliyiz.
Bu toprakların bağımsızlığını kazanmasında ilk harcı atanların kurduğu, Mondros Mütarekesi'nden sonra Anadolu'nun ve Rumeli'nin çeşitli şehirlerinde, işgallere karşı kurulan milli cemiyetlerin 7 Eylül 1919'da Sivas Kongresi'nde birleştirilmesinden sonra oluşan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti gibi. Anadolu ve Rumeli bir bütündür!
Bu yüzdendir ki tarihi iyi bilmek, kültürel bağlantıları ve geçmişteki olayların, bugünlerle bağlantısını kurabilmek gerekiyor. Selçuklulardaki gibi bugünde, Türkiye finansal bir işgal altındaysa ve o gün vatanseverlere direnmemek gerekir söylemini kullanan ekolün temsilcileri bugün de aynı söylemleri ve eylemleri tekrarlıyorsa.
Anadolu bağımsızlık direnişinin geçmişteki temsilcileri Ahiler gibi, bugünde suyun öte tarafından olanlar, geçmişte olduğu gibi işgalcilere karşı mücadeleleri sürdüreceklerdir.
[email protected]