Haber Girişi : 29 Ocak 2015 19:22

Rami Kışlası Yok Oluyor

Rami Kışlası Yok Oluyor
İlçemizin birçok noktasında çeşitli tarihi dönemlerden kalma yapılar, gerekli bakım ve restorasyonlar ile bu güne taşınırken geçmişten gelen ve bu güne taşınamayan tarihsel değerlerimiz yok olmaya yüz tutmuş durumda

İlçemizde bunlardan en önemlisi olan Rami Kışlası geçmişini arıyor. Geçmişten gelen tarihsel özeliğini yanlış kullanımla adete tarihin çöplüğüne atılmış halde bekliyor.

250 Yıldan fazla olan tarihi olan Rami Kışlasını eski resimlerde ve kimi tarih kitaplarında okuyoruz. 

Rami Kışlası geçmiş ile gelecek arasında kültürel köprü olmayı bekliyor.

Diğer yandan duvarları yıkılmış harabeye dönmüş durumda. Ecdadımız yadigarlarına sözde sahip çıkacağımıza özde sahip çıksak bu yapılar geçmişimizle geleceğimiz arasında tarihsel özetimiz olacak.

Rami Kışlası için Kent Müzesi ve Ulusal Kütüphane projesi hazırlandı ama ihalesi yılan hikayesine döndüğü için kışla bu halde hayatına devam ediyor.

Facebook'da gördüğüm ve yazıda da paylaştım resimler aslında durumu çok güzel özetliyor.
Sözde ecdat geçmiş diyoruz ama iş tarihe sahip çıkmaya gelince binbir dereden su getiriyoruz.

Rami Kışlası'nın hali benim canımı acıttı.Umarım yetkililerinde canını acıtır da ecdat yadigarı bu tarihe sahip çıkarlar


Rami Kışlası'nın tarihçesi nedir?

Rami Kışlası (Asâkir - i Mansure - i Muhammediye Kışlası) İstanbul'un Eyüp İlçesi'nde bulunan geçmişi 250 yıldan fazla olan tarihi bir yapıdır.Eyüp ?Rami sınırları içinde bulunan Rami Kışlası ya da arşiv kayıtlarındaki adıyla " Rami Çiftliği Kışlası " ilk kez III. Mustafa döneminde ( 1757?1774 ) yaptırılmıştır.

Rami Paşa Çiftliği'nin bir kısmı üzerine yaptırılan kışla II. Mahmud döneminde (1808-1839) ise Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından hemen sonra 1244/1828-29'da Asakir-i Mansure-i Muhammediye için yenilenmiştir. Daha sonra Yeniçeri Ocağı'nı ortadan kaldıran 2. Mahmut, yeni kurduğu orduya 'Asakir-i Mansure-i Muhammediye (Muhammedin, Allahın yardımını görmüş askerleri) adını verdi.

Bu sırada bir askeri hastane, askeri un değirmeni ve fırını, bir camii ve kışla dışında bir de hamam yaptırılmıştır. İnşaatın tamamlanması ile beraber, Şair Keçeci-Zade İzzet Molla, kışlanın dört kapısı üzerine konmak üzere, dört ayrı kitabe hazırlanmıştır. Fakat bugün hiçbir kitabe mevcut değildir.

Levent'teki yeniçeri kışlaları top ateşi ile yıkıldığı için, yeni kurulan ordunun askerleri, Rami Kışlası'na yerleştirildi. 1836?1837' de Mühendishane öğrencileri Rami Kışlası'nda bulunan Mekteb-i Harbiye'ye taşınınca kışla " Fünun-ı Harbiye-i Mansure " adıyla anılmaya başlanmıştır.

1828-29 Osmanlı-Rus harbinde, Sultan II. Mahmud karargahını bu kışlada kurmuştur. 1836-1837'de Mühendishane öğrencileri Rami Kışlası'nda bulunan Mekteb-i Harbiye'ye taşınınca kışla "Fünun-ı Harbiye-i Mansure" adıyla anılmaya başlamıştır.

Rami Kışlası Kırım Savaşı sırasında Abdülmecid'in (hd 1839-1861) karargahı olarak kullanılmıştır. Son şeklini II. Abdülhamid döneminde (1876-1909) almıştır.


Rami Kışlası belediyeye ne zaman devredildi?

Cumhuriyet döneminde de orduya hizmet veren Rami Kışlası, 1980'li yılların başında Genelkurmay tarafından dinlenme ve istirahat alanı yapılmak şartı ile İstanbul Belediyesi'ne devredildi. Kışlanın içindeki 1. Ordu askerleri, İstanbul dışında yeni inşa edilen kışlalara taşınarak, Rami Kışlası boşaltıldı ve kullanıma hazır bir durumda, boş olarak belediyeye teslim edildi.

İstanbul'un göbeğinde, 220 bin metrekare araziye sahip olan kışlayı teslim alan İstanbul Belediyesi, önce kışlanın dev binasını kültür merkezi, askerlerin talim yaptığı büyük araziyi de park, yüzme havuzları, futbol, basket vb. spor alanları yapmak üzere projeler hazırladı. Fakat, İstanbul'un nefes alacağı, Gülhane Parkı gibi yeni bir dinlenme ve istirahat alanı olması şartıyla belediye devredilen Kışlası'yı 1986 yılında dönemin Belediye Başkanı Bedrettin Dalan geçici olarak gıda toptancılarına tahsis etti. Tarihi binada uzunca bir süre gıdacılar bulunmuştu.


Rami Kışlası'nın mimari özellikleri nelerdir?

Neoklasik bir uslüpta ve kareye yakın dikdörtgen biçiminde olan kışla, 19. yy'da İstanbul'da inşa edilen diğer kışla yapılarının dikdörtgen geniş avlulu, iki katlı klasik şemalarını yineleyen bir şemaya sahiptir. Kışlanın dört köşesindeki iki katlı ve cepheden biraz dışa taşımlı mekanlar mevcuttur. Cümle kapısının sağ tarafındaki köşe mekanı, Hünkar Köşkü olarak kullanılmış olup, sonradan kışla kumandanına tahsis edilmişti. Diğer üç köşe yapıları da subaylara ayrılmıştı. Kışlanın cepheleri dıştan, taş payandalarla takviye edilmiştir. Koğuşlar cephe tarafında olup bunun arkasında uzun koridorlar vardır. Ortası çok büyük bir avludur. Cümle kapısı tarafındaki cephesi 390m., iki yan cephesi ise 325m. ebadındadır. Cümle kapısı, Rusçuk Yaranı Sokağı tarafında olup, eski durumundan hiç eser kalmamıştır. Rami Kışla Caddesi tarafındaki mermer, orijinal, kemerli kapısının üzerindeki kitabe ve tuğra ne yazık ki kazınmıştır. Cümle kapısının karşısındaki, batı cephesinde de bir tek kapı vardır. Bu kapının yanında ve cephenin dışında kesme taş duvarın yalnız bir kısmı mevcuttur. Bu kuleye Sancak-ı Şerif dikiliyordu. 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.