Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, eski ramazanlara vurgu yaparak "Ben 15 yaşımdan 75 yaşıma kadar oruç tuttum" dedi.
Koç Holding'in kurumsal dergisine röportaj veren Rahmi Koç ski ramazanları anlatırken ev halkının hemen hemen hepsinin oruç tuttuğunu ve erkeklerin muhakkak teravih namazına gittiğini belirtti.
Küçüklüğünde erkeklerin 13, kızların ise 15 yaşında iken oruç tutmaya başladığını, ancak ilk başlarda bu oruçları günü ikiye bölerek tuttuklarını anlatan Koç, “Alınan ilaçlar, görülen tedaviler nedeniyle oruç dahi tutamıyoruz ama ben memlekette olduğum sürede 15 yaşımdan 75 yaşıma kadar oruç tuttum" dedi.
Geçmiş yıllarda gösterişli iftarın olmadığını dile getiren Koç, “Belediyenin devasa çadırlar kurarak iftar verdiğini hiç hatırlamıyorum. Vehbi Bey, daha Ankara'da iken, cami hocalarına evinde küçük bir iftar verirdi. İstanbul'a taşınıp da sayı artınca, Diyanet İşleri Başkanı dahil olmak üzere bütün din adamlarının, profesörlerin ve talebelerin katıldığı, İlahiyat Fakültesi iftarları düzenlenmeye başlandı. Aile genişledikçe, eş dost çoğaldıkça ev iftarlarına da sığmaz olduk ve bunun yerine otellerde ağırlanmaya başlandı” diye konuştu.
Koç,"Şimdi televizyonlarda ulemaya veya hocalara oruçla ilgili öyle sualler soruyorlar ki buna da hayret ediyorum. Mesela, 'Yemek pişirirken yanlışlıkla yemeğin tadına bakarsam orucum bozulur mu?', 'Dişimi fırçalarsam orucum bozulur mu?', 'Kan verirsem oruç bozulur mu ' gibi... Bizim zamanımızda mamafih televizyon yoktu ama basında böyle sorular sorulmazdı" ifadeleri kullandı.
Ramazan Bayramı'yla ilgili anılarını da paylaşan Koç, şöyle konuştu:
“Küçükken mendil içine 2,5 lira para koyarak onu bize verirlerdi. Bazı büyüklerimiz de sadece çikolata ikram ederlerdi. Sonra sonra, zaman o kadar kıymetli olmaya başladı ki önceleri rahmetli Vehbi Koç, bayramın birinci günü öğleden sonra 16.00 ile 18.00 arasında evinde ziyaretçilerini kabul ederdi. Bunların adedi artınca Divan Oteli'nde 16.00 ile 19.00 arası bayramlaşmaya başladık. Umumiyetle bizler bayramda ya yeni elbise ya yeni ayakkabı ya yeni gömlek giyer ve yeni kravat takardık. Bayram ziyaretlerine spor kıyafetlerle gitmek düşünülmezdi bile..."