DEĞİŞİMİ İSTEYEN HALK, DEĞİŞTİRECEK LİDERİNİ DE BULUR.

Son günlerdeki siyasi karmaşa can sıkıcı olma sınırını geçti. 

Geleceğe olan umudu yıkıp kişisel panik duygusu yaratmaya başladı.


Bu panik toplumsal boyuta taşındığında olabilecek şeylerin en başında;  ekonomik çöküntü çok daha derinlere inebilir,  bu çöküntü hem işsizlik olarak kendini gösterir hem de boş vermişlik, ahlâksızlık, zorbalık, hile, yolsuzluk, kapkaç gibi güvenlik zedeleyici, hayat kalitesi düşürücü eylemler olarak ortaya çıkar.

 

Zaten bunların bir bölümünü yaşıyoruz yaşadığımız bu toplumsal çürümüşlük geleceğimizi tehdit ediyor. 

 

Değişim gerekiyor!

 

“Değişim” dediğimiz şey sadece bir sözcükten ibaret değil ve maalesef bu kavramın da içini boşalttılar kullana kullana. 

 

Her bir siyasi partinin ağzında “değişim”. Peki değişim dediğimiz şeyi mevcut yönetimler, mevcut siyasiler parti isimlerini değiştirerek mi yapacaklar? 

 

Yani bizi bu noktaya getirenler mi değiştirecek?

 

 Değiştirebilirselerdi son 22 yılımızı heba etmezdik, hem iktidarına hem muhalefetine. Çünkü son 22 yıldır iktidar da aynı siyasilerden oluşuyor muhalefet de. 

 

Asıl değişim, halkın istediği değişim. Siyasilerin sunmaya çalıştıkları “değişim” sözcüklerden, yaldızlardan, parlatmalardan ibaret. 

 

Peki, halkın istediği değişimle siyasetçilerin bahsettiği değişim arasında fark olduğunu nereden anlıyoruz? 

 

Çünkü halk desteğini ne iktidar alabiliyor ne muhalefet.

 

Beşiktaş’ta gördük, Esenyurt‘ta gördük halk desteği çok zayıf bu tür sokak mitinglerinde. Halk desteklemiyor çünkü şeffaf değil, adil değil, bilgilendirici değil.


*


İktidarın sunduğu argümanların bir tanesini alıp evire çevire muhalefet onun üzerinden karşı duruş göstermeye çalışıyor. Bu değişim değil. Değişim olmadığı gibi değişimin yolunu açacak bir strateji hiç değil.


*


Halkın mevcut iktidara ve muhalefete karşı güven duymaması, siyasi sistemde yenilik arayışının bir işaretidir. 

 

Bu durum, klasik siyasi aktörlerin toplumsal taleplere yeterince yanıt veremediğini ve halkın mevcut seçeneklerin ötesinde bir arayışta olduğunu gösterir. 

 

Çözüm; halkın güvendiği, yeni bir vizyon ve siyasi temsil geliştirebilecek yeni oluşumlar ve stratejiler yaratmaktan geçer. 


*


Halkın beklentilerine ve değişim arzusuna uygun yeni siyasi hareketler veya partiler kurulabilir. Ama mevcut partilerden ayrılma bilindik isimlerle değil. Onları denedik.


***


Genç kuşaklar, mevcut siyaset diline karşı daha eleştirel ve değişim odaklı bir tavır sergiliyor. Ancak siyasette köşeleri tutmuş orta yaş ve üstü erkek hegemonyası geçit vermiyor, alan açmıyor.  Bu nedenle, gençlerin aktif olarak siyasete katılımı sağlanamıyor. 

 

Toplumun değişim talebini gerçekleştirmek için bu tür yeni stratejiler benimsenmeli.


*


Olur mu? 


Belki olur, umarım olur, mutlaka olmalı!


Ancak böylece halk;  güven duyacağı, kendi taleplerini yansıtan ve yeni bir siyaset dili ortaya koyan temsilcilerle yeniden güç bulabilir. Bu yeni oluşumlar, toplumun ihtiyaç ve beklentilerini merkeze alan, katılımcı, şeffaf ve çözüm odaklı bir siyasetle değişimi gerçekleştirebilir.

 

DEĞİŞİMİ İSTEYEN HALK DEĞİŞTİRECEK LİDERİNİ DE BULUR...