Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, "Tedbirler çok iyi olmak kaydıyla Haziran başına bir rahatlama olacağını umuyorum" dedi
Hacettepe Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı ve Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, DHA'ya yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüsün (Covid-19) Türkiye'ye diğer ülkelere göre daha geç geldiğini, bundan dolayı çok önemli zaman kazanıldığını söyledi.
Koronavirüse karşı mücadelede en önemli önlemlerden birisinin elleri sık yıkamak olduğunu vurgulayan Ünal, "Ellerinizi sık sık yıkayın, olmuyorsa el dezenfektanı kullanın, olmuyorsa kolonyayla temizleyin. Kalabalık yerlere girmeyin, aranıza mesafe koyun. Bulaşma zinciri en net nasıl kırılır? Bir araya gelmemekle, evden çıkmamakla, sonra elini temizlemekle. Çünkü eline bulaşsa bile hemen yıkarsan buradan kırdın zinciri" diye konuştu.
"ELLERİNİZİ YIKAYIN VE SOSYAL MESAFEYE UYUN"
Virüsün yayılmasını engellemek için yurttaşlardan zorunlu olmadıkça evden dışarı çıkmamalarını isteyen Ünal, "Evden dışarıya çıkıyorsan ondan sonra getirdiğin paketi istediğin kadar sabunla yıka. İşte yaşlılarımıza yasak getirildi. Niye getirildi? 'Yaşlıları sevmediğimizden', 'dışarıda dolaşmasın' diye değil, onların canını korumak için getirildi. Çünkü çok net, hangi ülkeye bakarsanız bakın 65 yaştan sonra ölüm oranları artıyor. Bütün ciddi enfeksiyonlarda böyledir bu zaten" dedi. Ünal, evden çıkmak zorunda olanların ise sık sık sabunla ellerini yıkamasını ve sosyal mesafeye uymalarını istedi.
"EVDEN ÇIKMAYACAKSIN"
Koronavirüse karşı mücadelede bütün ülkelerin vaka sayısının hızla artarak tıbbi kapasitenin üstüne çıkmasını engellemek için çalıştıklarını anlatan Ünal, şöyle konuştu:
"Diyelim 100 birim kapasiteniz var, 99 hasta geldiği sürece işler iyi, ama 101 hasta gelirse, 200 hasta gelirse… İtalya’da, İspanya’da olan bu. Hasta birden gelince sağlık kapasitesini aştı, çamaşırhanelere çekip hasta yatırdılar. Bütün derdimiz ilk etapta artıştaki bu dikliği kırmak. İnşallah kapasitemizi aşmayan yerde dönecek ki biz herkese gerektiği gibi hizmet verelim. Bunu engellemenin yolu ne? Yeni vaka olmayacak. Yeni vaka nasıl olmayacak? Evden çıkmayacaksın. Çıkmak zorunda kalırsan da elini her zaman yıkamak, gerekirse maskeni takmak."
'HAZİRAN BAŞINDA RAHATLAMA OLACAĞINI UMUYORUM'
Ünal, verilerden yola çıkarak vaka sayısında tepe noktasına ne zaman ulaşılacağına yönelik bilimsel hesaplamalar yapılabildiğini, ancak bunların hepsinin yine tahminlerden ibaret olduğunu kaydetti. Ünal, virüs tehlikesinin ne zaman ortadan kalkacağına ilişkin kendi tahminini ise şöyle açıkladı:
"Vatandaşlarımız her şeye çok riayet ederse, evden çıkmazsa, ellerini yıkarsa, esas destek orada, kilit nokta orası, yani bu benim kişisel tahminim böyle giderse yaz ayları civarında, yaz aylarına gelirken bir rahatlama olacağını umuyorum. Tabi kalbimin bir köşesi böyle olsun istiyor ama mümkün olduğu kadar sıyrılıp baktığım zaman tedbirler çok iyi olmak kaydıyla inşallah Haziran başına falan bir rahatlama olacağını umuyorum."
"ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLER GÖSTERECEK"
Çin'den sonra en çok vaka sayısının görüldüğü ülkeler olan İtalya ve İran’da sokağa çıkma yasağının, ilk vakanın ortaya çıkmasından yaklaşık 15 gün sonra ilan edildiğinin hatırlatılması ve Türkiye'de sokağa çıkma yasağı kararı alınması ihtimalinin sorulması üzerine Prof. Dr. Ünal, şunları kaydetti:
"İran ile İtalya ile karşılaştırmak çok doğru olmayabilir. Oranın dinamikleri başka, daha erken girdi, artı İtalya dünyadaki yaşlı nüfusu en yüksek olan ikinci ülkedir. Ölümlerin yüksek olmasının neden olduğunu anlayabilmek lazım, her ülkeyi takip ediyoruz. Oradan alacağımız dersler var, ama hangi basamakta hangi tedbir alınacak meselesi Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğunda. Ona danışman gibi çalışan Bilim Kurulu var. Bilimsel veriler değerlendiriliyor, ama bu sonunda devletin verebileceği bir karar. Gerektiği zaman mutlaka alınır. Önümüzdeki günler gösterecek. Vaka sayısı önemli faktörlerden biri, ama ülkenin dinamikleri, benim aklımın ermediği ekonomik faktörler gibi başka bir sürü faktör var. O yüzden kolay bir karar değil."
Koronavirüs hastalarının tedavisinde kullanılmak üzere Çin’den ve diğer ülkelerden getirilen ilaçların kullanılmaya başlandığını belirten Ünal, ilacın solunum cihazı desteği gibi tedaviler ile birlikte kullanıldığına işaret etti.
Ünal, "Tabii ilaç tek başına mucizevi bir şey değil. İlaç tabii ki virüsün çoğalmasını yavaşlatan bir şey, ama bakın bu viral bir enfeksiyon, yüzde 93-94’ü kendiliğinden iyileşecek. Hastaneye gidenlerin de önemli bir kısmı kendiliğinden iyileşecek. Ama iyileşirken vücutta yaptığı hasar ölüme neden olabilir. Önemli olan o vakti atlatmasına yardımcı olmak. İlaç vereceğiz ki virüsü kontrol edelim daha fazla hasar yapmasın. Buna rehberler hazırlandı, kime ne zaman hangi ilaç verilecek? Bütün bilimsel çalışmaları çıkardık. Perşembe günü Sağlık Bakanlığı’nda Çin’den bir ekiple telekonferansla görüşeceğiz, deneyimlerini paylaşacağız, dünya topyekün bir savaşın içerisinde, tedaviyle ilgili olan sorularımızı soracağız. Çünkü onlar bizden çok daha önde, şu kadar bin hastayı tedavi ettiler, o deneyimleri kendi ülkemize aktarmak için uğraşacağız" dedi.
İlaç tedavisine olumlu yanıt veren hastaların olduğunu ifade eden Ünal, "Ben kendi hastanemdeki deneyimi söyleyebilirim ancak, çok şükür tedavilere cevaplarımız başladı. İyi gidiyoruz, iyileşiyor hastalar. Ama net mesajı kaçırmayalım ne olur: Evde otur, ellerini yıka" mesajını verdi.