"Eyüp’ün bazı mahallelerinde Risk alanı" ve Belediye Başkanına,meclisin oy çokluğuyla verdiği Kentsel Dönüşüm ile ilgili TOKİ ile protokol yapma yetkisinin verildiğini, HABER EYÜP'ÜN internet sitesinde yayınlanan haberen öğrendik.
Her ilçe gibi Eyüp’ün de Kentsel Dönüşüme ihtiyacı vardır.
Bugüne kadar halkın talepleri doğrultusunda, hiçbir planlama faaliyetinde bulunmayan,hatta mal sahipleriyle ve müteahhitlere zorluk çıkaran, bu yüzden protestolara maruz kalan,Eyüp Belediyesi son meclis toplantısında CHP’li meclis üyelerinin itirazlarına rağmen AKP’li meclis üyelerinin oyları ile karar almışlardır.
“Eyüp ilçesi,Karadolap mahallesi 38 ada 43.44.45 parseller ile İslambey mahallesinde 8.9.10.11.312.313.1602.560.561.562.971.972.973.974.569 adalarında Kentsel Dönüşüm çalışması ile ilgili 5393 sayılı,Belediye kanununun 73.maddesine göre TOKİ’ile protokol yapma yetkisini Belediye Başkanına vermiştir”
Halbuki halkın beklentisi Eyüp ilçesinin gelişmesi doğrultusunda vatandaşın haklarının korunması için yeni bir imar planlarının yapılmasıdır ve çok fazla sebep vardır…
Belediye siyaseten kolay yolu tercih etmiş Eyüp halkını TOKİ’ye teslim etmesi uygun görmüştür…
TOKİ bu güne kadar uyguladığı Kentsel Dönüşüm projelerinde herhangi bir başarı elde edememiş,uygulamalarında sadece TOKİ’nin menfaatleri ve müteahhitlerin rant kapısı haline gelmiştir.TOKİ vatandaşın menfaatlerini gözetmediğinden “Ben TOKİ’nin Kentsel Dönüşümünden memnunum” diyen bir vatandaşa rastlanmamıştır.
Bu yapılan uygulamalarda Sulukule,Tarlabaşı,Gaziosmanpaşamahallelerinde görebiliriz.Bir çok vatandaş hem mahkemelik olmuş hem yerlerinden olmuştur…
Halbuki;Anayasanın 35.maddesi çok açıktır…
“Herkez mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.Bu haklar ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabilir.Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz”
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesindede;
“Her gerçek ve tüzel kişi mallarından yararlanılmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.Her hangi bir kimse ancak kamu yararı gereği olarak ve kamunun öngördüğü koşullar ile devletler hukukun genel ilkeleri çerçevesinde mülkünden mahrum edilebilir.Herkez yasal şekilde elde ettiği mülküne sahip olma,kullanma,elden çıkarma ve miras bırakma hakkına sahiptir”Denilmektedir…
Belediyenin yapması gereken ise TOKİ ile protokol yapmak değildir…
Buradaki arsaların mülkiyeti halkımıza aittir.
Halkımız kendi menfaatlerini belediyeden daha iyi koruyup,kolluyacak nitelikte bilinçlidir…
Belediye süratle gelişen Eyüp’ün kentsel tarihi ve sosyal dokusunu gözetip vatandaşlarınında hak ve hukukunu koruyarak yeni bir plan yapmasıdır.Bu planlama yapıldığı taktirde vatandaşlarda yerinden olmadan ada veya parsel bazında müteahhitlerle anlaşarak Kentsel Dönüşümü gerçekleştireceklerdir…
Ortada bir plan olmadan,binaların fiziki durumu ve arazinin durumu incelemeden adaları Riskli Alan ilan edip işi TOKİ ile protokole götürmek en hafif tabiriyle kolaycılıktır ve Belediye görevini yapmamasıdır.Ayrıca bu davranış ile vatandaşın arasına bir nevi ipotek konmuş olmaktadır…
Çünkü; 6306 sayılı yasanın 4.maddesinde,
“Bakanlık veya uygulamayı yürütmesi halinde TOKİ veya idare,riskli alanlarda ve rezerv yapı alanlarında her türlü imar ve yapılaşma işlemlerini iki yıl süre ile geçici olarak durdurabilir.Uygulamanın gerekmesi halinde imar ve yapılaştırma işlemlerinin geçici olarak durdurulması bir yıl daha uzatılabilir” Denmektedir…
Diğer taraftan Bakanlar Kurulunun 2016/9707 sayılı kararı ile Alibeyköy mahallesi 246DUIIB pafta 487 ada 12 parsel sayılı 23.607.78m2 lik alan 6306 sayılı Afet Riski altındaki alanların Dönüştürülmesi hakkında kanunun ek-1.maddesine göre riskli alan ilan edilmesi kararlaştırılmıştır…
Riskli alan ilan edilmesi neticesinde doğal olarak bölgenin demografik yapısı değişmekte senelerce o bölgede yaşayan halk yerinden olmakta ve yıllarca beraber yaşadığı komşularını ve dostlarının oluştuğu kitleler yeni yaşam yerleri aramak ve tercih etmek zorunda kalacaklardır.Kentsel Dönüşümünün amaçlarından birininde insanları bulundukları yerlerde sadece binaları dönüştürmek olmalıdır ancak;bu kural gözetilmeden yapılan uygulamalar neticesinde binalar ve sakinleri toptan dönüştürülmektedir…
6306 yasa kapsamında bugüne kadar ilan edilen,Riskli Alanlarda yapılmaya çalışılan uygulamalar,Mülküyet haklarını gasp edici, bölge halkının yaşamsal haklarını telafi edilemeyecek boyutta yok edici sonuçlar doğurmuştur…
Öncelikle İstanbul Metropolünün tamamında mülkiyet haklarını gözeten, bölge halkının yaşadığı yerde yaşamını devam etmesini sağlayan Çevre Düzeni Nazım İmar Planlarının Büyükşehir yada 6306 sayılı kanun gereği Çevre ve Şehircilik Bakanlığının tarafından ivedilikle yapılması gerekmektedir…
Bu planlama doğrultusunda yapılacak uygulama,imar planları ise riskli alan ilanlarına gerek kalmaksızın bölge halkınında bilinçli desteği ile yerinde dönüşümün gerçekleşmesini sağlayacaktır…
17.01.2017 10:24:00