TURUNCU KUŞAK

Tohumdan Çınara Kadın Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Türkmen Celep ve yönetim kurulu arkadaşları ile kuruluş amacı ve faaliyetleri hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik.

 

Türkmen hanım öncelikle sizi tanımayan okurlarımıza kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

 

1967 Sivas Divriği doğumluyum. Elli senedir Eyüp Güzeltepe mahallesinde yaşamaktayım. Evli ve iki erkek çocuk annesiyim. Daha önceleri çeşitli dernek ve platformlarda kurucu ve yönetici olarak görev aldım. Tohumdan Çınara Derneğine sıkı sıkı bağlanmamın sebebi daha önce görev aldığım dernek ve kuruluşlarda kadına ve tüm canlılara yeterli ilginin gösterilmemesi oldu. Deneyimlerim beni bu görevi yapmaya teşvik etti. Hayatımın her döneminde gerek aile gerek sosyal çevremde her zaman kadınların haklarını savunup çevre etkileriyle savaşarak geçti. 

 

 

Oldukça yeni bir kuruluşsunuz, bize dernek faaliyetleriniz ve kuruluş amacınızdan kısaca söz eder misiniz? Neden tohumdan çınara?

 

 Biz Tohumdan Çınara Kadın Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği olarak,  şiddetin her türlü olgusuna karşı durmak ve bunu önleyecek faaliyetler gerçekleştirmek için kurulduk. Bunun içinde toplumsal cinsiyet ayırt etmeden, yaşam hakkı olan tüm canlıların ve bireylerin, bunlar; kadınlar, çocuklar, yaşlılar engelli bireyler, lgbt + bireyler, hayvanlar, doğa hakları ve ayrımcılığa uğramış erkek bireyler,  yani tüm canlıların yaşam haklarını savunmak için yola çıktık. 

 

Tohumdan Çınara Kadın Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’nin başlama serüveni bize Emine Bulut’un “ÖLMEK İSTEMİYORUM“ çığlığından yola çıkarak ölmek istemiyorum adlı bir platform kurmamız gerektiğini düşündürdü. Benim de içinde bulunduğum Emek Birliği adlı grubun bana vermiş olduğu destek, cesaret ve ekibimdeki donanımlı kadro ile bu yola çıkıp platformumuzu büyütmemizi sağladı. Bu acı olayda yaşam hakkı ihlali olması ve içinde bulunduğumuz bu tarzda ki birçok süreç bizim daha fazlasını yapmamız gerektiğini düşündürdü ve buradan yola çıkarak Platformumuzu büyütmeye karar verip, yapabileceğimize inanarak derneğimizi kurduk.

 

Biz turuncu kuşak olarak yola çıktık. Logomuzun rengini belirlerken turuncuyu seçme nedenimiz buna vurgu yapmış olmamızdır. Daha özgürlükçü, ilerici ve eğitim ağırlıklı anlamları taşımaktadır.

 

Derneğimizin adının, Tohumdan Çınara olma sebebi ise şiddetin ve eğitimin anne karnında başlamış olmasıdır. Bu nedenle derneğimizi kadına yönelik kurduk.

 

Logomuzdaki çınar anneyi, anne ve çocuk ise mücadelenin aslında anne karnında başladığını temsil ediyor. Bahsettiğimiz gibi çocuğu hayata hazırlayan annelere dokunarak şiddet döngüsünü kırmak amacıyla ismimizi belirledik.

 

Hiçbir çocuk, katil, sapık, istismarcı ve kötü biri olarak doğmaz. Her çocuk masum doğar. Bu tarz yozlaşmaya teşvik eden aslında aile ve çevredir. Bu yozlaşmayı önlemek için ana eğitimin aile içinden başlaması gerektiğini düşünüp topluma yayılmasından yanayız.

 

 

 

Sizce Eyüp sınırları içerisinde gerek sosyal alan çalışmasında,  gerekse kadınlara yönelik çalışmalarda tespit ettiğiniz en ciddi sorunlar nedir? Çözüm önerileri ile bize anlatabilir misiniz?

 

Eyüp sınırları içerisinde şiddet olgusunun her türlüsüne az öncede bahsettiğimiz konulara değinen herhangi bir kadın, insan, çevre ve hayvan haklarını savunan bir dernek bulunmamaktadır.

 

 Eyüpsultan’da eğitsel ve sosyal alanlarda yeterli yer ve ortam bulunmamaktadır. Buna dayanarak Eyüpsultan ve çevresinde bu gibi alanların çoğalması sosyal alanların açılması, psikolojik ve insani desteklerin artması, insanların kendilerini yetişebilecekleri ve danışabilecekleri bir derneğin olması gerektiğine kanaat getirdik. Bu eksikliği gördüğümüz için derneğimizi kurarken psikolog, hukukçu ve sosyolog gibi kişilerle kadın ve erkek ayrımı yapmaksızın birlikte yola çıktık.

 

Türkiye çapında büyümesi de başlıca hedeflerimizden biri.

 

Madde madde sıralamak gerekirse,

 

Çoğu kadın hukuksal haklarını bilmemekte bunun için gönüllü olarak hukuki danışmanlık hizmeti vermekteyiz.

 

Toplumun eğitim ve kültür seviyesini yükseltmek için psikologlarımız tarafından ücretsiz danışmanlık hizmeti ve psikoeğitim hizmeti de verilmektedir.

 

Ayrıca bu hizmetleri dernek olarak sosyal medya ve bireysel online görüşmelerle sağlamaktayız.

 

İhtiyaç halinde Küçük çaplı ekonomik destek sağlamaktayız.

 

Şuan hazırlık aşamasındayız fakat çocukların eğitimine destek amaçlı gönüllü öğretmenlerimizle ders vermeyi hedeflemekteyiz.

 

Aslında amacımız tek tek ulaşmak değil bunun tüm topluma ulaşabilmesi için gereğinin yapılmasının mücadelesini vereceğiz.

 

 

 

Pandemi nedeniyle Son dönemlerde maddi ve manevi oldukça zor zamanlar yaşanıyor. Bu zor zamanlarda Kadınlara yönelik destek çalışmalarınız neler oldu? Ne kadar kişiye ulaşabildiniz? Derneğinize yardım talepleri geliyor mu? 

 

Pandemi koşulları sebebiyle aile içi şiddet vakalarının çok arttığının farkındayız bu sebeple online (çevrimiçi) ücretsiz hukuki ve psikolojik danışmanlık hizmeti vermekteyiz

 

Pandemi sürecinde yeni kurulan bir dernek olmamıza rağmen yeterli üye ve gönüllü sayısına sahibiz.

 

Yardım taleplerine değinecek olursak, evet fazlasıyla yardıma ihtiyaç duyan insan bize ulaşıyor. Maddi ve manevi desteği ekibimizle birlikte değerlendirerek en doğru şekilde yönlendirip çözüme ulaştırıyoruz. 

 

 Siyasî yapılanma sizin için ne anlama geliyor? Yasa yapma konusunda iddialısınız, böyle bir hakkınız olsaydı ilk neyi değiştirirsiniz? Yasa yapma görevini erkeklerin elinden almak için kadınların temsil oranını nasıl sağlamayı düşünüyorsunuz?

 

Türkiye’de siyasi yapılanma ne yazık ki kotalara sığdırılmış durumda. Kadınların siyasi partilerde ve TBMM’de temsiliyetin  %50 konuşma hakkında  %50 olmasını savunmaktayız. İsteğimizi kendi derneğimizde de gerçekleştirerek yanlışı gördüğümüzü ve düzeltmek istediğimizi en doğru şekilde tüzüğümüze koyduğumuz madde ile öne çıkardık. 

 

Tüzüğümüzde; kadınları siyasette bir yere getirebilmek diye bir madde koyduk.

 

Siyasette savunmamız fermuar sistemidir. Yani kadın erkek eşitliğini gerçek anlamda savunmaktayız.

 

Yasa yapma konusunda iddialı olduğumuza değinmişsiniz, biz dernek olarak şiddetle olan mücadelemize kadın erkek birlikte yola çıktık. Sorunun temeli kadın erkek ilişkisine dayanmakta fakat çözümü sadece kadına yüklenmektedir. Bunu çözme yerimiz de tabi siyasetten geçmekte. Ne yazık ki yaşadığımız toplumda ekonomik gücün varsa toplumun her yerinde söz hakkı elde edebilirken, ekonomik gücün yoksa ne toplumda ne mecliste yer edinmek oldukça güç.

 

En başta amacımız bunu kırmak ve toplumda söz hakkına sahip olmaktır. Sorunu görmek yasalar için öncelikli olmalı, evde iş yerinde, şiddetin var olduğu her yerde yaşamış kişilerle bir araya gelip sorunu ve çözümü değerlendirmeliyiz.

Eyüpsultan’da bildiğiniz üzere feodal bağların güçlü olduğu her kültürden de insanın yer aldığı bir toplumdayız. El ele vererek bahsettiğimiz gibi sorunu görüp sonucu ile en iyisini sunamayacağımız bir yasa yok. İnanın anlatmakla bitiremem. Umarız sadece bu konu için bir söyleşi yapar ve detaylıca konuşabiliriz…

 

Yıllık çalışma planlarınız nelerdir?  Bu süre içerisinde ne kadar kitleye ulaşmayı hedefliyorsunuz?

 

Yıllık çalışma programımız Eyüp sınırları içinde ulaşabileceğimiz tüm sorunlara ulaşmak ve bunu başka ilçelere yayıp İstanbul genelinde sorunu olan herkese çözüm sunmak.

 

Burada yıllık programımızın içinde en önemlilerden biri ise Eyüp’te şiddetin her türlüsünü gören yaşayan uygulayan her insana ulaşmak ve gerekli danışmanlık hizmetini sağlamak.

 

Bir yıl içinde biz bu hedefimize ulaşırsak Eyüp’ün dışına zaten çıkmış oluyoruz çünkü önceliğimiz Eyüp. Yıllık çalışma planımız da sosyal medyayı aktif ve etkin kullanarak bir takım eğitimler, seminerler,  vermeyi düşünüyoruz. Bunun dışında eylül-ekim gibi bir çalıştay yapma hazırlığımız var buradan çıkacak raporu TBMM sunma gibi bir hedefimiz var. Bunun dışında da 1. Yıl 1000 kişi 2. Yıl 1000 kişi ve 3. Yıl 1000 tane üye yapmayı düşünüyoruz. Yani bu hareketi daha da büyütüp ileriye taşımak istiyoruz. Aslında bir nevi kurumsal bir dernek olmak istiyoruz

 

 

PSİKOLOG -DERNEK BAŞKAN YARDIMCISI- BURAK SEFA PEHLİVAN

 

Tanıtım ve reklam büyük kitlelere ulaşımda kolaylık sağlıyor. İleriye dönük projelerde yol alırken sosyal medyadan nasıl faydalanmayı düşünüyorsunuz? 

 

Gerek dünya da gerekse Türkiye de artık neredeyse her şeyin sosyal medya üzerinden yapıldığını görüyoruz. Bugün bir eylem ya da tepki yapılacaksa insanlar artık eskisi gibi sokağa çıkmıyor bunu sosyal medyayı kullanarak yapıyor. Kadın dayanışması da aslında dünya da ve Türkiye de baktığımız zaman 3. Ve 4. Dalga feminizm akımı da sosyal medya da aktif ve etkin olmamızı söylüyor kadın dayanışmasının artık bu kanallardan yapılması gerektiğini gösteriyor bize. Biz dernek olarak Facebook,  İnstagram, Twitter, Youtube, web sayfası vb sosyal medya kanallarını kullanarak daha çok kişiye ulaşmak, takipçi sayımızı arttırmak, gönderilerimizi daha çok kişinin görmesini sağlamak, eğitimler ve seminerler vererek toplumu bilgilendirmek başlıca hedefimiz. Fikir mücadelemizi verebileceğimiz en etkin kanal aslında bu sosyal medya hesaplarımız diyebiliriz.

 

PSİKOLOG -DERNEK BAŞKAN YARDIMCISI- BURAK SEFA PEHLİVAN

 

Son olarak İstanbul sözleşmesinin feshedilmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?

 

Bu soruyu hukukçularımız cevaplamış bende sözleşmenin feshedilmesini çok üzücü bulmaktayım sizlere bu sorunu yöneticilerimin verdiği cevapları paylaşarak yanıtlamak istiyorum

 

İstanbul sözleşmesi Kadına Yönelik ve Aile İçi Şiddeti önlemek ve şiddetle mücadele etmek amacıyla hazırlanan uluslararası bir sözleşmedir.  Aslında kişinin doğduğu andan itibaren güvenlik ihtiyacının kazanması gereken bir insan hakkıdır. Ama ne yazık ki bizim ülkemizde şiddette yönelik yaptırım gücünün olduğu bir yasa bulunmamaktadır. Bu nedenle İstanbul Sözleşmesinin hem yasal anlamda hem de insanlar tarafından büyük bir sembolik gücü de bulunmaktadır. Bu sözleşmenin feshedilmesiyle birlikte bu sembolik gücünün yitirilmeye çalışılmasına ve şiddet artık daha acık hale getirilmeye çalışılmaktadır. Bizler Tohumdan Çınara Kadın Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği olarak bu şiddet döngüsünü kırmak adına yapılan yozlaşmacı tüm adımların ve şiddetin her türlü halinin karşısında olduğumuzu belirtmek isterim. 

 Psikolojik Danışman -dernek yönetim kurulu sekreteri  Nazlıcan Torğut

 

 İstanbul sözleşmesi git gide Araplaşan Emevi zihniyetinin ürünü olan erkek egemen toplumda kadınların haklarını ve kendisini koruyan bir sözleşme idi bu sözleşme iptali ülkemizi kuran ulu önder Mustafa Kemal Atatürk un bizlere bıraktığı birçok hakkında gaspına yol açacaktır. 17 Şubat medeni kanunda kadınlara verilen haklar seçme ve seçilme, miras, evlenme, boşanma, erken yaşta evlendirilme gibi birçok hak gaspın yolunu açacaktır onun için tüm kadınlar birleşip anayasa aykırı olan meclisten gecen bir sözleşmenin tek bir kişinin seçimlerde oy alacağım diye bir güruha teslim olup iptal etmesinin önüne geçmeye çalışmaktır.

 

Muhasebeci- dernek yönetim saymanı Yasemin Baybars Topal

 

İstanbul sözleşmesi hükümleri itibariyle kadına yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti sona erdirmek kadına karşı ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak, kadınlarla erkekler arasında eşitliği yaygınlaştırmak, kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunmasına ve bunlara yardım edilmesi için politika tasarlamak, kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak ve tüm bu gayelerin hayata geçirilmesi için kolluk kuvvetleri birimlerinin birbirleriyle etkili biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamak amacı taşıyan sözleşmedir. Toplumun her alanında eşit ve birlikte yaşama arzusunda olan herkes kadına fiziksel, psikolojik ve ruhsal şiddetin bu denli arttığı günümüzde zaten etkili uygulanmayan istanbul sözleşmesinden çekinilmesini doğru bulmamalıdır.

 

HUKUK FAKÜLTESİ SON SINIF ÖĞRENCİSİ – DERNEK YÖNETİM KURULU ÜYESİ SEYİT BARIŞ ALTUN

 

 İstanbul sözleşmesi kadınların toplumda can güvenliğinin garantisidir. Hiçbir maddesi toplumumuzdaki kadın popülasyonunun karşısında değildir. Bilakis destekçisidir. Bu bağlamda feshedilmesi doğru değildir. Ayrıca İstanbul sözleşmesi bir parti meselesi değildir.

 Eyüpsultan’da da her bölgede olduğu gibi bir çok mağdur kadının olduğu aşikardır. Bu sebeple parti meselesi olmayan toplumun kanayan yarasıyla ilgili gerek sosyolojik gerek kanuni yollarla destek vermek hepimizin görevidir./görevi olmamalıdır. Bünyemizde bulunan değerli arkadaşlarımızla, ayrıca çevremizdeki arkadaşlarımız kanalıyla her zaman mağdur olan… Bize mağduriyetini bildiren kadınların ve çocukların yanında olacağız. Bu toplumların kanayan ve çağımıza yakışmayan yarayı elbirliğiyle kanunlar çerçevesinde çözmek vatandaşlık görevimiz ve derneğimizin temel amacıdır.

 

Yasa yapmak hiç şüphesiz ki devletin ve TBMM’nin görevidir. Bizlere düsense bu MANTIKLI yapılan kanunları uygulamaktır. Kadınlar gerek siyasi partilerde, gerekse diğer sektörlerde daha fazla yer almalıdır. Çünkü. Kapasiteleri bunların çok üstündedir. Bu sebeple ülke yönetimleri dahil kadın toplumun her alanında çok daha fazla yer almalı.  Hatta bu kadar zamandır ülkemizin her döneminde erkek ağırlıklı yönetimler var iken artık birde kadın ağırlıklı yönetimleri denemek gerekir.

 

TURİZMCİ-EĞİTMEN –DERNEK YÖNETİM KURULU ÜYESİ- HAKAN CÖNER

 

Sözleşme feshinde öne sürülen toplumu cinsiyetsizleştirme politikası aslında ne acıdır ki şuan ülkemizde yaşanan insan ayrımına, anlayışsızlığa en iyi örnektir. En başta tüm canlıların yaşama hakkına saygı duyulmaması; gelişen süreçlerde kadın cinayetlerinin ve nefret cinayetlerinin sebebi niteliğindedir. Ne yazık ki kendi insanını öteleştirip sözleşmeyi fesih eden bir iktidarın çözümü için sunacağı herhangi bir sonuç yoktur. İstanbul sözleşmesini etkili bir şekilde uygulamak toplumun her kesimine olumlu dönüşler sağlayacaktı. Sözleşme feshinin iptalinin iptali için elimizden geleni fazlasıyla yapmak en baş görevimizdir.

 

MUHASEBECİ -DERNEK YÖNETİM KURULU ÜYESİ – SONAY DEMİR CELEP

 

Türkmen Hanım, İlçemizde sivil toplum örgütlerinin artması ve başarılı çalışmalarının olması bizleri mutlu ediyor. Tüm ekip arkadaşlarınıza ve TÇKDYD Yönetim Kurulu üyeleri, Bşk-yrd Burak Sefa Pehlivan, Sekreter Nazlı Torgut ,  Sayman Yasemin Baybars Topal, Üye Burcu Mazıcıoğlu, Üye Sonay Demir Celep, Üye Hakan Cöner, Üye Ebru Demir, Üye Seyit Barış Altun bizlere zaman ayırdığınız için hepinize çok teşekkür eder çalışmalarınızda başarılar dileriz.