İstanbulda ki ilk görev yerimde bir hemşire arkadaştan duymuştum
" 2 göz ev alacaksın zaten misafir de gelmez "
Yine hastanedeki manzara :
Çalışmayan klima üzerine muhabbet eden 2 sağlık emekçisi şöyle konuşuyor
Eskiden biz sobayı yakardık şimdi doğalgaz bizi yakıyor .
Emekliliğini işyerinde üşümeye tercih ediyor .
Acil serviste yeşil alanda ki sırada beklemekten usanmış
Sarı alanda müsait gördüğü doktordan rica ediyor burda bana bakarmısınız
Sadece bakılmak istiyor başka hiç bişey istemiyor .
Onun dışında öksüren ne sırtının dinlenmesini kulağı ağrıyan ne kulağına bakılmasını isteyebiliyor .
İstekler asgari düzeyde tutulmaya devam ediliyor .
Bizzat yoldaşım whatsap durumuna aynen şöyle yazmış
" az şeye sahip olanın köleliği de az olur . Yaşasın asil yoksulluğum "
Tanzim satış günlerinde sohbet ettiğim pazarcı esnafı günlük 100 tl yövmüye versinler abi başka bişey istemeyiz diyebiliyor.
Bir tedaş işçisiyle muhabbetimiz :
Abi belki hepisi değil amma büyük kısmı sorunlarımızın
Sosyalizmle yani işçilerin yani sizin bizim iktidarımızla çözülür çözüm yoluna giriverir diyorum
O bana dönüp uflaya puflaya
Ne iktidarı, gölge etmesinler başka ihsan istemen
Diyor .
Ben de ki bu umutsuzluk ve umarsızlığın tezahürü şu şekilde
Evde özellikle eşim nöbette iken çocuklarla geceyi geçirmeye çalışıyorum ve deprem muhabbeti olunca adeta hayatım 6 yada 7 şiddetinde ki deprem gibi , gerçek deprem bana vız gelir diyebiliyorum.
Daha iyi bir gelecek için mücadele etmeyip homurdananlar
Biz mücadele edenleri de kötü etkiliyor bundan şüphe yok
Ama mücadelesiz iyi bir gelecek de mümkün değil bu da şüphe götürmez.
Eleştiri ve önerileriniz için e mail adresim